Gerçek Fatih (Dini Analitik-İnceleme)
“Konstantinopolis (Kostantiniyye) kesinlikle fethedilecektir. Onu fetheden komutan en iyi komutandır; onu fetheden ordu ise en iyi ordudur!” (İslam Peygamberi).
Bu hadis birçok eserde geçmekte ve sahih bir hadis olarak kabul edilmektedir. Hadisin kaynaklarını burada detaylıca incelemeyeceğiz; çünkü belirtildiği gibi sahih hadisler arasında yer almaktadır. Biz esas olarak anlamına odaklanacağız; çünkü tarih boyunca bu hadisin yanlış yorumlanmasından kaynaklanan yanlış anlayışları açıklığa kavuşturmak ve gerçeğe ulaşmak istiyoruz. Genel olarak hadis, hem Sünni hem de Şii kaynaklarında yer almaktadır; ilgilenenler inceleyebilirler.
Bildiğiniz gibi Peygamber, İslam dinini kitlelere yaymaya başladığında, Hicaz çevresindeki büyük devlet yöneticilerine de davet mektupları göndermiş ve onlara yeni ilahi dini tanıtmış, yeni şeriata davet etmiştir. Bu mektuplar Mısır, Habeşistan, Sasani Devleti, Bahreyn ve Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu’na gönderilmiştir. Mektupların tam metinleri tarihsel kayıtlarda mevcuttur ve ilgilenenler ulaşabilir.
Burada esas olarak Doğu Roma İmparatorluğu üzerinde duracağız; çünkü hadis, bu imparatorluğun başkenti olan Konstantinopolis’e (Kostantiniyye) ilişkindir. İslam Hilafeti ile Bizans arasındaki savaşlar, Hz. Muhammed’in döneminde başlamıştır. İlk savaş “Mute Savaşı” olarak adlandırılır ve bu savaşta Müslümanlar ağır bir yenilgi alırlar. İkinci savaş “Tebuk Savaşı” için ordu yola çıkmış olmasına rağmen çatışma gerçekleşmez; Peygamber’in liderliğinde İslam ordusu savaşsız geri döner.
Peygamber, hayatının sonlarında hasta yatağında iken, Medine civarında Usame ibn Zeyd komutasında Bizans’a karşı üçüncü sefer için bir ordugah kurulmasını emreder. Ancak Müslümanlar çeşitli sebeplerden bu ordugaha katılmazlar. Peygamber bundan büyük bir endişe duyar ve bunu dile getirir. Sonuç olarak Müslümanlar, Peygamber’in çok önem verdiği Bizans üzerinde kesin bir zafer kazanamadan Hz. Muhammed vefat eder.
Yukarıda belirtilen hadis ve Peygamber’in hasta döneminde dahi Bizans’a karşı savaş hazırlığı emri vermesi, onun Doğu Roma’yı, özellikle merkezi Konstantinopolis’i fethetmeye büyük önem verdiğini göstermektedir.
Daha sonraları Müslümanlar Bizans ile savaşlarda galip gelse de, Konstantinopolis’in tamamen fethi halifeler döneminde mümkün olmamıştır; şehir surlarına ulaşabilmiş olsalar da şehri ele geçirememişlerdir. Ta ki XV. yüzyılda Osmanlı padişahı II. Mehmet (Fatih) Konstantinopolis’i fethedip “Fatih” unvanını alana kadar. Hadise dayanarak Mehmet Fatih, “en iyi komutan”; ordusu ise “en iyi ordu” olarak tarihe geçmiştir.
Açıkça ifade etmek gerekir ki, bu hadis ve genel olarak Peygamber’in Doğu Roma İmparatorluğu fethine verdiği önem, Müslümanları bu savaşlarda yer almaya teşvik etmiştir. Hatta Mehmet Fatih’in de bu hadisten ilham aldığı belirtilir. Ancak burada düşündürücü olan şudur: Peygamber neden Bizans’a bu kadar önem veriyordu ve aslında bu hadisle neyi kast ediyordu?
Konuya daha geniş bakıldığında farklı sonuçlar ortaya çıkar. Önemli olan, Peygamber’in bu konuya verdiği önemin mahiyetidir. Acaba gerçekten bir toprak veya imparatorluğun fethi mi bu kadar önemliydi? Oysa İslam Hilafeti kurulmuş, Hicaz tamamen Müslümanlaşmış, İslam güçlenmişti ve Bizans da doğrudan Müslümanlarla düşmanlık içinde değildi. Dolayısıyla Hz. Muhammed’in verdiği önemin altında daha derin bir anlam vardı; çünkü yeni Müslümanlara gelecekte olacak tüm meseleleri tam ve geniş bir şekilde açıklamak mümkün değildi — konular onların anlayış seviyesine uygun şekilde sunuluyordu. Genel olarak İslam’da idrak çok önemlidir; hatta dini bilgiye göre Kıyamet günü sorgu da insanın idraki kadar olacaktır.
Bizans meselesi Kur’an’da da işaret edilmiştir ve hatta bu isimle bir sure de vardır: “Rum” (Bizans). Ancak bence bu hadis, Kur’an’daki işareti de açıklamaktadır. Mantıklı bir şekilde düşünüldüğünde, Peygamber’in önemi toprak ve imparatorluk meselesiyle ilgili değildi. Müslümanlar hadisi bu anlamda yanlış anlamışlardı. Çünkü coğrafi açıdan Sasani İmparatorluğu, İslam Hilafeti için Bizans’a kıyasla daha önemli ve tehlikeliydi. Ancak Sasani İmparatorluğu’nun fethi hakkında bu kadar kuvvetli bir hadis yoktur.
Aslında hadisteki “Kostantiniyye” ifadesi, belirli bir şehir için değil; bütünüyle Batı’ya işaret etmektedir — özellikle bugün dünyanın merkezi olarak kabul edilen Avrupa’ya. O dönemde bugünkü Avrupa’yı temsil edecek en bilinen şehir Konstantinopolis idi.
Bu açıklamaya göre Peygamber burada dünyanın geleceği hakkında konuşuyordu: bir zaman gelecek, dünyanın merkezi Avrupa olacak ve oranın fethi — yani İslam’ın oraya ulaşması — en büyük olay olacaktır. Gerçek şu ki, Rönesans döneminden itibaren Avrupa, kilise otoritesinden bağımsız hale gelmiş ve insan hayatının tüm alanlarında gelişerek dünyanın merkezi olmuştur. O zamandan beri, dünyayı yönetmek isteyen güçlerin ana hedefi daima Avrupa olmuştur. Avrupa’yı fetheden, dünyayı fethetmiş sayılır. Avrupa dışındaki bütün dünyaya sahip olmak ise tam hakimiyet sayılmaz.
Elbette hadisteki “fetih” ifadesi, askeri fetih anlamına gelmemektedir — İslam’ın Avrupa halklarına ulaşması kastedilmektedir. Bu hadisle Peygamber, dünyanın kurtarıcısı, küresel adalet devleti kuracak gerçek fatih olan İmam Mehdi’ye işaret etmektedir. Yani onun hükümeti Avrupa’ya ulaşmakla küresel olacak ve nihai noktayı oraya koyacaktır.
Aslında bunun belirtileri günümüzde de görülmektedir: Avrupa’da İslamlaşma süreci, Müslümanların toplu göçü, Avrupalıların İslam’a artan ilgisi ve hatta postmodern akımlarda maneviyata dönüş eğilimleri gözlemlenmektedir; bunlar ciddi olgulardır. Bu süreçler, İmam Mehdi’nin adalet devletiyle zirveye ulaşacaktır.
İmam Mehdi ve “Mehdeviyet” hakkında hem Sünni hem de Şii kaynaklarda yeterli bilgi bulunmaktadır. Genel olarak “büyük dönüş” tüm ilahi dinler tarafından beklenmektedir. Bu hadis de bu doğrultuda bir işarettir: O “en iyi komutan”; taraftarları ise “en iyi ordu” olacaktır.
Elbette bu açıklama, Mehmet Fatih’in Konstantinopolis’i fethetme mücadelesinin değerini azaltmaz. Onlar İslam’ı yaymak yolunda fedakâr adımlar atmışlardır. Sadece bu hadisin asıl muhatabının İmam Mehdi ve onun ordusu olduğunu gösteren açıklamaların da mevcut olduğunu belirtmiş olduk.
Namık Babahanov (İlahiyatçı)
2025 — Nisan, Bakü
